Emekli ABD subayı Stanislav Krapivnik, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna işgalini başlatmasından bu yana Ukrayna’nın en derin sınır ötesi operasyonu gerçekleştirdiği Kursk bölgesine ilişkin endişe verici bir uyarıda bulundu.
Russia Today’e konuşan Krapivnik, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin Kursk Nükleer Santrali’ni vurması halinde Avrupa’nın büyük bölümünü etkileyecek bir nükleer felakete yol açabileceğini söyledi.
Kursk Nükleer Santrali’nin faaliyette olduğunu belirten Krapivnik, soğutma sisteminin hedef alınması halinde Fukuşima ya da Çernobil’dekine benzer bir olaya yol açabilecek ‘nükleer erimeye’ neden olacağını ve rüzgarın kuzeybatıdan esmesiyle de Avrupa’nın büyük bölümünü etkileyeceğini vurguladı.
Olası bir serpintinin “Polonya, Almanya, Danimarka ve İskandinav ülkelerine” ulaşacağını belirten Krapivnik, Kursk Nükleer Santrali’ndeki bir erimenin bölgeyi yaşanmaz duruma getireceğinin altını çizdi.
JAPONYA’NIN EN KÖTÜ KÂBUSU
11 Mart 2011, Japonya’nın tarihine kara bir leke olarak kazındı. O gün, Japonya’nın kuzeydoğusunda meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki deprem, dev bir tsunamiye yol açtı. Bu felaketin merkezinde ise Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali vardı. Bu olay, Japonya’nın en büyük nükleer krizlerinden biri olarak tarihe geçti.
Depremin ardından oluşan tsunami, santralin soğutma sistemlerini ve elektrik altyapısını tahrip etti. Bu hasar, reaktörlerin aşırı ısınmasına ve kontrolünü kaybetmesine yol açtı. Kısa sürede, reaktörlerde ciddi bir erime tehlikesi belirdi.
Fukushima Santrali
Radyoaktif çekirdeklerin aşırı ısınması, santralde hidrojen patlamalarına neden oldu. Bu patlamalar, santralin yapısına büyük zarar verdi ve radyoaktif maddelerin atmosfere salınmasına yol açtı. Radyoaktif sızıntılar, çevredeki alanlarda ciddi bir kontaminasyona neden oldu.
Felaketin ardından bölgeden binlerce insan tahliye edildi. Geniş bir alan, radyoaktif kirlenme nedeniyle tehlikeli olarak işaretlendi. Tahliye edilenler, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sağlık riskleri ve yerinden edilme gibi zorluklarla karşı karşıya kaldı.
TARİHİN EN KARANLIK NÜKLEER KRİZİ
26 Nisan 1986, dünya nükleer enerjinin en büyük felaketlerinden birinin yaşandığı gün olarak tarihe geçti. Sovyetler Birliği’nin Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen patlama, nükleer enerji tarihinin en korkunç kazalarından birini tetikledi.
O gün, Çernobil Santrali’nin 4 numaralı reaktöründe meydana gelen büyük patlama, reaktörün dış yapısının tamamen yıkılmasına ve radyoaktif maddelerin atmosfere yayılmasına neden oldu. Patlama sonucu ortaya çıkan radyoaktif bulut, geniş bir coğrafi alana yayıldı ve büyük bir çevresel felakete yol açtı.
Çernobil’de patlayan reaktör beton ile kaplanmıştı
Patlamanın ardından, radyoaktif maddeler havaya karışarak geniş bir alanda kontaminasyona neden oldu. Özellikle iyot-131, sezyum-137 ve stronsiyum-90 gibi radyoaktif izotoplar çevredeki tarım ürünlerine ve su kaynaklarına karıştı. Bu durum, bölge halkının ciddi sağlık sorunları yaşamasına neden oldu. Kanser vakaları ve tiroid hastalıklarında artış gözlemlendi.
Felaketin ardından, 30 kilometrelik bir alanda yaşayan yaklaşık 115,000 kişi tahliye edildi. “Kaza Bölgesi” olarak bilinen bu bölge, radyoaktif kirlenme nedeniyle yıllar boyunca yaşanamaz hale geldi. Bölgedeki tahliye ve yeniden yerleştirme işlemleri, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sosyal ve ekonomik zorluklarla birlikte gerçekleştirildi.
ZAPORİJYA’DA KRİZDEN NASIL DÖNÜLDÜ?
Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı saldırıları, Zaporijya Nükleer Santrali’ni de hedef aldı. Rus kuvvetlerinin santrali bombalaması ve topçu ateşi, reaktörlerin güvenlik sistemlerinde ciddi hasara yol açtı. Bu durum, radyoaktif sızıntı riski yaratarak uluslararası toplumda büyük endişelere neden oldu.
Durumun kritik hale gelmesiyle birlikte, UAEA uzmanlarını bölgeye gönderdi. Bu adım, santralin güvenliğini sağlamak ve olası bir felaketi önlemek amacıyla atıldı. UAEA, santralin güvenliğini sürekli olarak izledi ve uluslararası yardımla destek sağladı.
Ukrayna, santralin çevresinde güvenlik önlemlerini artırdı. Rus saldırılarına karşı santralin korunması için kritik altyapının güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli tedbirler alındı. Santral çalışanları ve uzmanlar, radyoaktif sızıntı riskine karşı dikkatli bir şekilde çalıştı.
Uluslararası toplum, Ukrayna’ya ve Zaporijya bölgesindeki insanlara yardım göndermeye başladı. Acil yardım ekipleri, radyoaktif sızıntıya karşı hazırlıklı olmaları için eğitildi ve destek sağlandı. Bu yardımlar, olası bir felaketin önüne geçilmesine katkıda bulundu.
KURSK NÜKLEER SANTRALİ?
Rusya’nın batısında, Kursk şehrinin sadece 20 kilometre doğusunda yer alan Kursk Nükleer Santrali, 1977 yılında ilk reaktörünü devreye alarak enerji üretmeye başladı.
Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen bu santralin diğer üç reaktörü, sırasıyla 1981, 1985 ve 1986 yıllarında devreye alındı. Dört adet RBMK-1000 tipi reaktöre sahip olan santraldeki reaktörler, su soğutmalı ve grafit moderatörlü bir tasarıma sahip olup, Çernobil Felaketi’nde kullanılan reaktörlerle aynı tipte.